Toksin Ve Antioksidan Nelerdir, Vücuda Nasıl Alınırlar Ve Nasıl Atılırlar?
Toksinin anlamı zehirdir ve Latincesine de toxicum adı verilmektedir. Toksinler insan vücudunu çok aşırı duyarlı bir hale getirir, çok zararlı etkileri vardır ve bu sağlığınızı bozan herhangi bir madde olabilmektedir.
Toksinler hem insan vücudunda üretilir hem de dışarıdan farklı yollar ile insan vücuduna alınabilir. Toksinler dışarıdan bazen soluma yolu ile bazen fiziksel temas ile bazen de yeme sureti ile insan vücuduna alınırlar. İçerden ise insan vücudunda toksinler metabolizma sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Dışarıdan Alınan Toksinler Nelerdir?
Solunum Yolu İle Alınanlar; Sigara dumanı, egzoz gazları, havalandırma sistemleri, fabrikalardan salınan gazlar, tarımda kullanılan kimyasallar, evlerde kullanılan kimyasallar ile endüstride kullanılan kimyasallardır.
Yukarıda saydığımız toksinlerin sadece düşük dozları dahi göz ile solunum yollarını tahrip etmektedir. Çok fazlası ise astım gibi oldukça ciddi hastalıklara dahi yakalanabilirler. Havada bulunan zehirli maddeler vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır ve bunun yanı sıra da kişide kanser riskini arttırıp ölüme dahi yol açabilir.
Yiyecekler İle Alınanlar; Özellikle tarım alanında tohumların hastalıklara karşı dirençlerini arttırmak için uygulanan ilaç ile spreylerin çoğu toksindir.
Bunlardan üretilmiş olan sebze ile meyveler de bu sprey ve ilaçlardan dolayı toksin özellik taşımaktadır. Bu nedenle de meyve ve sebzelerin kabuklarını kalın bir şekilde soyduktan sonra tüketmekte fayda vardır. Ancak bu yapıldığı zaman da meyve ve sebzelerin kabuklarındaki değerli besin maddelerinden de yaralanmamış oluyoruz. Aslına bakıldığında bu meyve ve sebzeleri soymak ya da rendelemek bu meyve ve sebzelerdeki toksin maddeleri tamamen arındırmamaktadır.
Çünkü tarımda toprak ilaçlanır, bitki bu ilaçları topraktan emer ve ilacın içerisindeki bu toksin maddelerde bitkinin yani meyve ve sebzenin özünde kalır.
Sandığınız gibi yiyecekler tarladan satış noktalarına direk olarak gelmezler. Bir yemeğin sofranıza ulaşması için neredeyse sayısız işlemden geçmesi gerektir. Örneğin boyanması, renginin açılması, zenginleştirilmesi, saflaştırılması, korunması için gerekli koruyucu maddelerin eklenmesi, sentetik tatlandırıcıların katılması, meyve ile sebzelerin raf ömürlerinin uzatılması için de spreylenmesi gereklidir.
Su İle Alınanlar; İçilen su bile toksin maddeler ile doludur. Özellikle musluk suyu hem tarımsal hem de endüstriyel atıklar ile kirlenmiş olabilir ve bu yüzden de mutlak suretle musluk suyu filtre edilmeden içilmemelidir. Ayrıca musluk suyu kesinlikle yemeklerde de kullanılmamalıdır. Bilindiği üzere musluk suyu kaynatıldığı zaman mikroplardan arınır ancak bilinmesi gereken musluk suyu kaynatılsa bile kimyasal maddeler metallerdeki gibi kalır.
Şişe suyu konusunda da su mutlaka çok güvenilir bir şirketten temin edilmelidir. Eğer sürekli olarak aynı suyu kullanıyorsanız bu markayı test ettirip doğru suyu içip içmediğinizi öğrenebilirsiniz.
Evde Alınanlar; Temiz ev demek toksinsiz bir ev demek değildir. Boyalar, ev temizlik ürünleri, duman ve toz dahi toksin maddeler içerirler.
Özellikle halı ile perdeler toksin maddeleri emerler ve bizlerde sürekli olarak fiziksel temas ile ya da solunum ile bu toksinlere maruz kalırız.
Kendimizin Ürettiğimiz Toksinler; İnsan vücudu hayatta kalabilmek için çalışırken bir yandan da toksin üretir. Solunum yaparken her solumada yani oksijeni içeriye her çektiğimizde hücrelerimiz içimize çektiğimiz bu oksijeni kullanarak glukozu yakar ve bunu da enerjiye dönüştürür. Fakat bu noktada serbest radikaller denilen yan ürünlerde meydana gelmiş olur. Bu serbest radikaller sağlıklı olan hücrelere saldırırlar ve sağlıklı hücrelerin yapısını bozarak erken yaşlanma, artrit, kalp hastalıkları ve kansere neden olurlar.
Toksinler Vücuttan Nasıl Atılırlar?
Toksinleri yok etmeye hazırlamakla görevli olan asıl organımız karaciğerdir. Toksinler ilk önce karaciğere ve oradan da kimyasal reaksiyonlardan geçip insan vücudundan atılmaya hazır bir hale gelirler. Daha sonra bu toksinler böbreklerden idrar, deriden ter ve bağırsaklardan da dışkı yolu ile vücuttan tamamen atılırlar.
Fakat bağırsaklar, karaciğer ya da böbrekler görevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getiremezler ise toksinlerde kişinin vücudundan tam anlamı ile atılamazlar ve bu durumda kişinin genel sağlığı üzerinde çok büyük etkilere neden olur.
Vücutta Toksin Birikme Belirtileri Nelerdir?
Sağlıklı olan bir insanın vücudu belli miktarlardaki toksinler ile baş edebilir ancak vücudun dışarıya atabileceğinden çok daha fazla toksin kişinin vücuduna alınmış ise vücudun dengesi de bozulmuş olur. Bu durum toksinlerin hücrelerin içerisinde birikmesine ve hücrelerin sağlıklı bir şekilde çalışmasını engellemeye neden olur.
Bir fabrika gibi çalışan ve toksinler yüzünden çalışma süreçleri bozulan bu hücreler zamanla kişide enerji azlığına, kişinin kendini sürekli yorgun hissetmesine, depresyona, bellek zayıflığına, konsantrasyon güçlüğüne ve kişide ruh hali değişikliğine neden olur.
Bunların dışında sindirim sistemi sorunlarına, bağışıklık sistemi sorunlarına, stres, öksürük, baş ağrısı, aşırı kile, cilt hastalıkları, kanser ve kalp hastalıklarına neden olur.
Antioksidanlar Nelerdir?
Bildiğiniz üzere her canlı hücrenin hayatını sürdürebilmesi için oksijene gerek vardır. Oksijen olmadan besinlerin içerdiği ve bütün yaşamsal fonksiyonlarımız için gerekli olan enerjiyi de açığa çıkaramayız.
Fakat oksijenin bu hayati özelliğinin yanı sıra birde tehlikeli bir yanı bulunmaktadır. Normal olan biyokimyasal reaksiyonlarda dengesiz bir hale gelir ve çevredeki molekülleri okside edebilir ve bu yüzden de hücrenin yapısını bozabilir. Okside olmuş olan bu moleküllere oksidan adı verilmektedir. Oksidanlar da insan vücudu için en tehlikeli olan toksinlerdir.
Toksinler erken yaşlanmaya, damarsal bozukluklara ve kansere neden olmaktadır.
İşte bahsettiğimiz oksidanlar ile savaşarak bu oksidanları yok eden ve zararsız hale getirilmelerini sağlayıp aynı zamanda da insan vücudunda atılmasını sağlayan kimyasal maddelere antioksidan adı verilir.
Savaşan Beşli
Oksidanlar ile savaşan çinko ile selenyum mineralleri ve A, C ve E vitaminlerine savaşan beşli ya da savaş beşlisi adı verilmektedir.
Pekiyi bu savaş beşlisi ya da savaşan beşli hangi yiyeceklerde bulunur?
A Vitamini; A vitaminin 2 farklı şekli bulunmaktadır. İlki hayvansan ikincisi ise bitkisel kaynaklı yani beta karoten türüdür.
Retinol sadece ve sadece hayvansal gıdalarda bulunur. Balık, tereyağı, süt, yumurta, böbrek ve karaciğerde bolca bulunur.
Beta-karoten insan vücudunda retinole çevrilebilir. Fakat retinolün kalitesinde A vitamini almak için en az 6 kat daha fazla beta kareoten yemeniz şarttır. Bunun için beta karoten açısından zengin olan en başta havuç olmak üzere, sarı, kırmızı ve turuncu renkli sebzeleri ve meyveleri bolca tüketmeniz gerekmektedir.
C Vitamini; C vitamini bakımından en zengin besinler arasında patates, kırmızı meyve ve sebzeler, limoni greyfurt, portakal ve yeşilbiber bulunmaktadır.
E Vitamini; Kahvaltılık gevrekler, yumurta, yeşil sebzeler, tohumları ve yağlarında bol miktarda E vitamini bulunmaktadır.
Çinko (Zn); Badem, ayçiçeği çekirdeği, susam, buğday ürünleri ile istiridye de bol miktarda çinko bulunmaktadır.
Selenyum (Se); Susam, mantar ve deniz ürünlerinde bol miktarda selenyum bulunur.
Mucizevî Antioksidanlar
Elma; Günde en az 1 tane elma yemeniz çok ama çok ön emlidir. Fakat elmanın kabuğunu soymayınız, yani olduğu gibi yiyin. Çünkü elmanın kabuğunda pektin adı verilen bir madde vardır. Petkin kurşun gibi çok ağır metallere bağlanır ve bu ağır metallerin sindirim sistemi yolu ile kolayca atılmasını sağlar.
Karpuz; Karpuz meyvesinin etli olan bölümünde beta karoten ile C vitamini, çekirdeklerinde de E vitamini, selenyum ve çinko doludur. Anladığınız üzere karpuzun çekirdekleri antioksidan açısından çok ama çok değerlidir. Bu yüzden kesinlikle karpuzun çekirdekleri atmayın ve bu çekirdekleri iyice çırpıp püre haline getirin ya da çekirdekleri yıkayın ve kurutun daha sonra da bu şekilde yiyin.
Antioksidan Kompleksi; Eğer sizde çok kalabalık ve oldukça kirli bir şehirde yaşıyorsanız ve yaşınızda biraz ilerlemiş ise o zaman mutlaka çok iyi bir vitamin ile mineral kompleksinin yanında ayrıca birde antioksidan kompleksi almanız şarttır.