Kahve Nasıl Bir Bitkidir?
Kahve nasıl bir bitkidir? Bu bitkinin latince ismi Coffea Arabica ya da Coffea Liberica’dır. Kahve bitkisi yaklaşık olarak 5 ila 8 metre uzunluğunda özellikle kış aylarında yaprak kısımlarını dökmeyen bir bitkidir. Bu bitki hem beyaz çiçekleri olan hem de kırmızı meyvelere sahip bir ağaçtır.
Bu Yazıda Neler Var?
Kahve Nasıl Bir Bitkidir, Bitkisi Hangi Bölgelerde Yetişir?
Bu muhteşem bitkinin ana vatanı başta Arabistan olmak üzere Doğu Afrika yani Sudan ile Etopya’dır. Bu bitki kesinlikle hava ısısının 5 dereceye düşmüş olduğu havalarda yaşayamayan bir bitkidir.
Brezilya ise şu anda dünyadaki en büyük kahve yetiştiricisidir. Brezilya dışında Tayland, Endonezya, Sumatra, Java, Orta Amerika ve Angola ülkeleri de dünyanın önde gelen kahve yetiştiricileri arasındadır.
Kahvenin Tarihçesi
Kafe kelimesinin ortaya çıkış nedeninin bu bitkinin ilk defa Etopya ülkesinin Kaffa şehrinde yetiştirilmesi nedeni ile ortaya çıktığı sanılmaktadır.
Bildiğiniz üzere Etopya yani Habeşistan ülkesinde kahve oldukça eski zamanlardan bu yana kullanılmaktadır.
1875 yılında ise kahve Habeşistan’dan İran’a yollanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğuna kahvenin tam olarak hangi tarihte girdiği bilinmemektir. Ancak Osmanlıya kahvenin girişi hakkında 2 tane farklı rivayet bulunmaktadır. Bunlardan ilki 1258 yılında Şeyh Ömer tarafından getirildiğidir. İkincisi ise 1544 yılının sonuna doğru hacılar tarafından Yemen’den getirildiği söylenmektedir.
Kahve Avrupa’ya 1624 yılında ilk olarak İtalya’ya gelmiştir ve çok kısa bir süre içinde de tüm Avrupa’ya yayılmıştır.
1669 yılında Fransız yüksek sosyetesine kahveyi ilk defa sunun ise Türk elçisi Süleyman Ağa’dır. Bu noktadan sonra bilhassa diş hekimlerinin çok güçlü itirazlarına karşı kahve tüm Avrupa’da çok hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştır.
İlk kahvenin açılış tarihi ise Pasqua ismindeki bir Yunan vatandaşı tarafından 1652 yılında olduğu bildirilmektedir.
Osmanlı zamanında ilk kahve 1553 yılında ve İstanbul, Tahtakale semtinde açılmıştır. Bu tarih itibari ile kahvehaneler hem sohbet hem toplantı yeri hem öğrencilerin hem de askerlerin toplandığı popüler mekânlar haline gelmiştir. Bu mekânların en popülerleri ise Süleymaniye sentindedir.
Özellikle Sultan 4. Murat döneminde kahvehaneler insanların sadece tembellik yaptıkları ve dedikodu yaptıkları yerler olarak değerlendirilmiş ve bu yüzden de birçok kahvehane kapatılmıştır. Ancak bilindiği gibi tüm diğer yasaklara rağmen aynı tütünde olduğu gibi kahveye insanların alışması kesinlikle engellenememiştir.
Kahve Nasıl Kullanılır?
Kahve bitkisinin meyvaları olgunlaştığı zaman dikkatli bir şekilde toplanır. Daha sonra meyvenin kabuk kısımlarının kuruması beklenir. Meyvenin kabukları kuruduktan sonra kabuklar tamamen çatlayana dek güneşte kurutulmaktadır. Kabukları tamamen çatladıktan sonra tohum kısımları kabuklardan tamamen ayıklanır.
Bu işlemden sonra tohumların üzerinde kalmış olan pergament diye isimlendirilen incecik zarın iyi bir şekilde temizlenmesi gerekir. Bunu yapabilmek için tohumlar en az 3 gün boyunca nemli bir mahzende bırakılır. 3 gün sonunda bu tohumlar çok iyi bir şekilde yıkanır ve sonrasında tekrardan kurutulup piyasaya sürülür.
Kahve bitkisi bilindiği üzere tazeliği bir içecek olarak kullanılmaktadır. Bunun için kahve tohumları güzelce kavrulur ve farklı şekillerde ve isteğe göre farklı malzemeler ile birlikte su ile kaynatılıp içilir. Kahve dendiğinde akla gelen ilk üç kahve çeşidi Türk kahvesi, Amerikan kahvesi ve granür yani üçü bir arada paketlerde satılan kahvedir.
Amerikan kahvesi hazırlamak için ilk önce kahvenin tohumları iyice parçalanır ve sonrasında parçalanan bu tohumlar su ile birlikte iyice kaynatılır. Daha sonra özel kâğıt süzgeçlerden geçirildikten sonra parçacıklarından tamamen ayrılmış olur. Bu şekilde Amerikan kahvesi içmek için hazır hale gelmiş olur.
Granül kahve hazırlamak için kahve toz haline getirilir ve bir takım işlemlerden geçirildikten sonra granül kahve kaynatılmaksızın sadece kaynar suya eklenerek içilir.
Bunların dışında kahvenin farklı cinsleri de bulunmaktadır. Bu kahveler yetiştikleri bölgelerin isimlerini alan kahvelerdir. Örneğin sadece Amerikan kahvesi değil aynı zamanda Hint kahvesi, Afrika kahvesi ve Arap kahvesi de bulunmaktadır.
Ancak asıl güzel olan ve hem tat hem de doku bakımından makbul sayıla kahveler genelde minik tanelere sahip kahvelerdir.
Kahve en başta tohum halindeyken o kendine has büyüleyici kokuya sahip değildir. Kahveye o muhteşem koku, kahve tohumları tamamen kavrulduktan sonra yerleşmektedir. İlk zamanlarda kahve açık normal tavalarda kavrulurdu. Şimdi ise özel kapalı tavalarda kavrulmaktadır.
Kahve aslında oldukça pahalı bir üründür. Bu yüzden bazen kahvelerin içerisine farklı bitkiler eklenerek kahve piyasaya sürülür. Elbette bu tür kahvelerin fiyatı oldukça ucuzdur ancak bu tür kahveler kesinlikle saf kahvenin aromasını ya da kalitesini veremez.
Ülkemizde kahvenin fiyatını düşürmek için kahvenin içerisine eklenen en bilindik katkı maddeleri arasında çitlembik ile nohut ve arpa bulunmaktadır.
Kahvenin İçindeki Maddeler Nelerdir?
Kahvenin içerisinde herkesin bildiği üzere en fazla kafein maddesi bulunmaktadır. Bunun dışında teofilin, teobramin, tanen, uçucu yağ, sabit yağ, selüloz ve birde şeker bulunmaktadır.
Kahvenin Tıbbi Etkileri Nelerdir?
Kahve dünya çapında keyif veren ve insanı rahatlatan bir içecek olarak kullanılmaktadır. Kahvenin içerisindeki kafein maddesi sayesinde beyinde bulunan bazı merkezler uyarılır ve bu sayede de kişide olan yorgunluk hissi hızlı bir şekilde azalmaya başlar. Bunun dışında kahve kişideki uyku hissini alır. Hem uyku hissini alması hem de yorgunluk hissini azaltması nedeni ile kahve kişinin gün içinde hem fiziki hem de akli açıdan daha çok ve daha verimli bir şekilde çalışmasına yardımcı olur.
Ayrıca kahve kişinin solunum merkezinde CO2’e olan duyarlılığını arttırmak sureti ile kişideki solunumu da uyarır.
Bunların dışında kahve idrar yollarındaki, bağırsaklardaki, bronşlardaki ve damarlardaki kasları gevşetmek sureti ile genişlemelerine yardımcı olur. Bu etki sayesinde hem bağırsaklardaki hem de böbreklerdeki spazmları hızlı bir şekilde çözer. Kahve bazı durumlarda bilhassa bağırsaklara olan etkisi nedeni ile kişide kabızlık durumunu tetikleyebilir.
Kahvenin böbrekler üzerindeki bir diğer etkisi de böbreklerde bulunan tuzun emilimini önlemesi ve bu sayede de idrar söktürücü bir etki yaratmasıdır. İşte bu etkisi nedeni ile böbreklerdeki bazı taşlar sadece kahve sayesinde dahi düşürülebilmektedir.
Kahvenin Zararları Nelerdir?
Aşırı miktarda kahve tüketimi nedeni ile kişide aşırı sinirlilik ve ileri derecede uykusuzluk ortaya çıkabilir. Bunun dışında bilhassa yüksek tansiyona sahip kişilerin tansiyonu çok daha hızlı bir şekilde yükselebilir.